- koyu renk
- темный цвет
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
koyu koyu — sf. 1) İyice koyu (renk) 2) zf. Uzun uzun, derinden derine Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller koyu koyu düşünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
renk — is., gi, Far. reng 1) Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu. A. Gündüz 2) mec. Nitelik İşin rengi değişti. Birleşik Sözler renk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
esmerleşmek — nsz 1) Esmer duruma gelmek 2) Siyaha yakın bir koyu renk almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge — is. 1) Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? H. E. Adıvar 2) Güneş ışınlarından korunacak yer Sakın kesme, gölgesinde yorgun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kar baykuşu — is., hay. b. İskandinavya ve kuzey kürede yaşayan koyu renk benekli büyük baykuş (Nyctes scandica) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kara — 1. is. 1) En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım. B. S. Erdoğan 3) Esmer 4) sf., mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı 5) mec. Yüz kızartıcı durum, leke 6) mec. İftira… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğmak — 1. is., ğı Boğum yeri 2. i, ar 1) Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak 3) Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru… … Çağatay Osmanlı Sözlük
esmer — is., Ar. esmer 1) Siyaha çalan buğday rengi 2) Kurşuni renk Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi. T. Buğra 3) sf. Bu renkte olan 4) sf. Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız Üzülüyor ama üzüntüsü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lacivert — is., di, Far. lācverd 1) Koyu mavi renk 2) sf. Bu renkte olan Bir lacivert pardösü almanın daha iyi olacağına karar verdi. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler lacivert pasaport lacivert taşı koyu lacivert … Çağatay Osmanlı Sözlük
petrol mavisi — is. 1) Koyu mavi ile koyu yeşil karışımı bir renk 2) sf. Bu renkte olan … Çağatay Osmanlı Sözlük